Kamu kurumlarından EPDK'ya geçen 44 uzmanın görevine son mu verilecek?

Haber Giriş : 11 Ağustos 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

EPDK çalışanlarının durumu ne olacak?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 4628 Sayılı Kanun'la kurulmuş, mali ve idari açıdan özerk statülü bir kamu kurumudur.

Son günlerde, 'EPDK'da sözleşmeli statüde çalışan 44 uzmanın, usüllere uygun atanmadıkları gerekçesiyle sözleşmelerinin feshedileceği' tartışılıyor. İlk bakışta normal gibi görünen bu olayın, hukuki durumunu ve perde arkasını açıklamakta yarar olduğunu düşünüyorum.

4628 Sayılı Kanun'un 9. maddesi, kurum personelinin statüsünü, atama usulünü ve özlük haklarını düzenlemektedir. Aynı maddede, "Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, idari hizmet sözleşmesi ile sözleşmeli olarak istihdam edilenler eliyle yürütülür" denilmektedir.

ATAMADA EPDK YETKİLİ

Madde dikkatlice incelendiğinde görülüyor ki, kuruma alınacak personelin statüsü ve atama biçimi konusunda 'tek yetkili mercii', EPDK'dır. Ancak atama usulleri için bir yönetmelik çıkartılması da öngörülüyor.

Hukuki durumu özetle bu kadar açıkladıktan sonra, 44 sözleşmelinin sorununa geliyorum.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, yeni kurulan kurumda ihtiyaç duyulan elemanlar için diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan 44 uzmanı, kuruluşundan itibaren 1 yıl içinde sözleşmeli olarak istihdam ediyor.

Bu çalışanların hepsi üniversite mezunu, başarılı ve nitelikleri olan gençlerdir. Kurum ihtiyacını karşılamak için eleman alacaktır. Bu kişiler de başvurmuş ve alınmışlardır. 2-3 yıldır da çalışıyorlar. EPDK'da sözleşmeli olarak çalışanlar, kendi başlarına gidip oraya oturmamışlar. Daha önce başka kurumda çalışıyorlardı. Burası eleman almaya kalkışınca, onlar da başvurmuşlar ve işe girmişlerdir. İster istemez insanın aklına şu soru geliyor: "Acaba bunların içinde bu görevi hak etmeyip de torpilli olarak giren yok mudur?"

Belki de vardır. Peki varsa onlar mı, yoksa onları işe alan mı suçlu?

Başbakanlık Teftiş Kurulu, kurumda inceleme yapıyor. Sözleşmeli olarak istihdam edilen 44 kişinin atama işlemini usullere aykırı bulu yor. Teftiş Kurulu raporunu tam olarak göremediğim için, neden uygun olmadığı konusunda fikir yürütmek istemiyorum. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun, kamu kurumu olan her kurumu incelemeye yetkisi vardır.

Ancak üzerinde durmak istediğim konu şu: "Eğer bu kişiler usule uygun işe alınmamışlarsa, bunun sorumlusu o kişiler değil, onları işe alan yetkililerdir. Başka yerdeki işini bırakarak burada işe giren bu 44 genci suçlu bulmak yanlıştır."

EPDK, yapılan bu uygulamanın doğru olduğuna inanıyorsa bunu savunmalıdır. Yok yanlış ise, bunun hesabını vermelidirler.

SORUMLULAR BELLİ

EPDK Başkanı Yusuf Günay, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu geldiğinde yurt dışındaymış. Gelince de küplere binmiş. "Benim işe aldığım kişilere Başbakanlık Teftiş Kurulu nasıl usule uygun atanmamışlar" diyebilir. Belki de haklıdır. Ancak haklı ise, neden daha sonra çark edip, 44 kişiyi toplamış, "Başınızın çaresine bakın" demiş.

Günay'ın bu durumu, tipik bürokraside görülen araziye uymadır. Hem adamları işe sen alacaksın, hem de bir rapor üzerine, yaptığının arkasında durmayacaksın. Bu mudur yöneticilik? Benim bildiğim yöneticilik, yaptığı uygulamaların arkasında durmaktır. Eğer bu gençler usulüne uygun olarak işe alınmamışlarsa, bunun sorumlusu bu gençler değil, bunları işe alanlardır. Bu gençler 2 yıldan beri bu görevde çalışıyorlar ve orada kalmalarının kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerekir.

Yapılan iş usulsüz ise, sorumlu tutulması gereken, bu işlemi yapanlardır. Feshedilecek sözleşmeler, çalışanların değil, uygulamayı yapanların olmalı.

Uygulamalarına sahip çıkmayarak, çalışanlarına "Başınızın çaresine bakın" diyen EPDK Başkanı, kelle vermekle orada kalacağını zannediyorsa yanılıyor. Kelle verenin kellesi de gider. Bunun farkında değil.

Prof. Dr. Aydın Ayaydın

Tekvim Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber