Adalet Bakanlığının maaş haczi yazısı hukuka aykırı mı?

Prof. Dr. Muhammet Özekes, "7226 sayılı kanunun (ve iik m. 330'un) açık hükmü ile açık Yargıtay kararlarına rağmen Adalet Bakanlığı İcra İşleri Daire Başkanlığının maaş kesintilerine ilişkin görüşü hukuka, kanuna ve Yargıtay içtihatlarına açıkça aykırıdır" dedi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Nisan 2020 12:14, Son Güncelleme : 22 Nisan 2020 12:16
Adalet Bakanlığının maaş haczi yazısı hukuka aykırı mı?

Hatırlanacağı üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, "Kamu personelinin maaşından yapılan icra kesintilerine devam edilip edilmeyeceğine ve birden fazla İcra dosyası olanlardan icra kesintisi bitenler için bekleyen yeni icra dosyalarına kesinti yapılıp yapılmayacağına ilişkin" Adalet Bakanlığından görüş talep etmiştir. Bakanlık ise, ""Uygulanan maaş haczi kesintilerine devam edilmesi, Birden fazla icra dosyasının bulunması ve bir dosyadan yapılan kesintinin bitmesi halinde sırası gelen icra dosyaları için de maaş haczi kesintisinin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir." şeklinde görüş bildirmiştir.

Prof. Dr. Muhammet Özekes, twitter hesabında bunun hukuka aykırı olduğunu belirterek hukuki delilleri tek tek sıraladı:

1- Öncelikle yetkisiz kişiler açıklama yapmıştır

İdari bir birim olan icra İşleri Daire Başkanlığı'nın icra dairelerini nasıl davranacağını kapsayacak şekilde doğrudan veya dolaylı görüş açıklaması, etki altında bırakması doğru değildir, hukuka aykırı bir yetkinin kullanılmasıdır.

2- Açıklana görüş Yargıtay içtihatlarına aykırıdır

Cumhurbaşkanlığı Kararı gerekse 7226 sayılı Kanunda takiplerin duracağı, taraf ve takip işlemlerinin yapılamayacağı açık ve tereddütsüz belirtilmiştir.

Takibin durması demek, işlemin yarısının durması, yarısının durmaması demek değil, bir bütün olarak durması demektir.

Bir (icra) takip işlemi olarak haciz de hangi aşamada ise olduğu yerde duracaktır.

Maaş kesintileri ve haciz ihbarnameleri, asıl haciz karan ve işleminin devamı olan muhafaza tedbiri niteliğindedir. Doktrinde ve Yargıtay kararlarında bu konuda bir tereddüt yoktur.

Daire Başkanlığı görüşü konuyla ilgili açık Yargıtay kararlarına da aykırıdır.

Hatta Yargıtay'ın Daire Başkanlığı görüşüne cevap niteliğinde kararları vardır.

Bunların hiçbirinde takip durunca işlemin yarısı durur yarısı da durmaz diye anlayan yargı karan yoktur.

3- Daire Başkanlığı yazısının doğrudan veya dolaylı icra dairesinin bağımsızlığına ve yetkisine müdahale edilmiştir.

Kanunda yapılan düzenlemeler, aynı zamanda sosyal bir icra hükmü ve düzenlemesi olup bu düzenlemelerin temel amacı ve anlayışına da aykırıdır. Kanun koyucu ve Cumhurbaşkanlığı kararı bir yönde, Daire Başkanlığı görüşü ve anlayışı başka bir yerde durmaktadır.

Profesör Özekes, 3 sayfalık değerlendirmeni şu açıklamayla bitirdi:

Tam bir araştırma yapmadan, yargı kararlarına bakmadan aceleyle görüş açıklamanın sakıncaları ortadadır. Ancak son yıllarda, yargıya intikal eden/edecek olan ve sonuçta yargıyı ilgilendiren konularda idarenin görüş oluşturması, işlem yapacakların etkilenmesi gibi hukuk devleti sınırlarını zorlayan uygulamaların (hatta bazı hukukçular tarafından doğruymuş gibi bunların esas alınması referans yapılması şeklinde) kanıksanıp normal görülmesi ve makul bulunması doğru değildir. Bu yönde yapılan hem düzenlemeler hem de uygulamalar, hukuki güvenliği zedeleyen, yargı bağımsızlığına gölge düşüren, yürütme ve yargının sınırlarının içice geçmesi gibi sakıncalar doğuran, sonunda da hukuk devletine aykırılık oluşturan bir sonuç doğurmaktadır. Umulur ki, bu alışkanlık terkedilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber