Üniversitelerde rektör danışmanı sorunu!

Yükseköğretim kurumlarında Rektöre bağlı olarak danışman görevlendirilmesi yasal zemine oturtulmalı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 10 Eylül 2020 10:05, Son Güncelleme : 06 Eylül 2020 23:36
Üniversitelerde rektör danışmanı sorunu!

Bilindiği üzere, başta köklü yükseköğretim kurumları olmak üzere birçok üniversitede Rektöre bağlı olarak danışman görevlendirilmesi yapılmaktadır.

Konuyu mevzuat açısından öncelikle değerlendirdiğimizde; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun "Yönetim Örgütleri" başlıklı 51 inci maddesinde; "Yükseköğretim üst kuruluşlarında başkana, üniversitelerde rektöre bağlı, merkez yönetim örgütünün başında bir genel sekreter ve hizmetlerin gerekli kıldığı daire başkanları, müdürler, danışmanlar, hukuk müşavirleri, uzmanlar ile büro ve iç hizmet görevlerini yapmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar ve diğer görevliler bulunur." düzenlemesi yer almaktadır.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla değişikliğe uğramayan bu maddede geçen "Danışmanlar" ibaresi gerek ilgili Kanunda gerekse ikincil mevzuatta görevleri, sorumlulukları ve atanma ya da seçilme usulleri herhangi bir şekilde açıklanmamıştır.

Bu bakımdan, yükseköğretim kurumlarının tüzel kişiliğini temsil eden Rektörler, öncelikle yukarıda belirtilen kanun hükmüne, sonrasında ise 13/b-4 maddesindeki geçici görevlendirme yetkisini kullanarak doğrudan kendilerine bağlı Rektör Danışmanı görevlendirilmesi yaparak idari hizmetlerde yetki verebilmektedirler.

Ancak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 124 sayılı Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumlarının İdari Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Rektör danışmanlarının yönetim hiyerarşisinde ya da karar mercii olma noktasında yer aldığı ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. En az 3 tane Rektör yardımcısı görevlendirme hakkı olan, idari teşkilatta 1 Genel Sekreter, en az 1 Genel Sekreter Yardımcısı, 8 Daire Başkanı ve 1 Hukuk Müşaviri ve yeteri kadar Avukatın bulunduğu Üniversitelerde Rektör danışmanına hangi gerekçelerle ihtiyaç duyulduğu da ayrıca sorgulanmalıdır.

Bununla birlikte, görevlendirilen kişilere bu durumun mali açıdan bir getirisinin olup olmadığı açısından duruma bakarsak, ilgili mevzuatında Rektör Danışmanı olarak çalışan kişilere herhangi bir idari görev ödeneği verilebileceğine dair dayanak bulunmamaktadır.

Disiplin ve Ceza işlemleri yönünden değerlendirdiğimizde ise, birçok Üniversitede Rektör danışmanlarının karar mekanizmasında ve yönetim hiyerarşisinde yer aldığı, resmi yazıların paraf silsilesine eklenerek yazılara paraf attığı bilinmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 262 nci maddesi kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesini adli suç kapsamında saymış ve 3 aydan iki yıla kadar hapis cezası verilebileceği ifade edilmiştir. Kanunun 257 maddesinde düzenlenen Görevi Kötüye Kullanma suçu da adli makamlarca bir yaptırım aracı olarak değerlendirilebilecektir.

Rektör danışmanlığının kişiye maddi bir katkısı olmamakla birlikte bu unvanda görev yapan kişiler unvandan kaynaklı bir nüfuz elde ederek, ikili ilişkilerinde bu nüfuzunu kullanabilmekte, çevresi üzerinde bir etki oluşturabilmektedirler. Bu yönüyle bakıldığında konunun 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 53 üncü maddesinin b) fıkrasının (4) numaralı bendinin (Kademe İlerlemesinin Durdurulması) (b) alt bendinden yer alan "Görevi sebebiyle veya görevi sırasında doğrudan veya dolaylı olarak her ne ad altında olursa olsun menfaat sağlamak,....." disiplin suçu kapsamına girebileceği değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak Rektör Danışmanlarının özellikle birçok farklı yönde hizmet sunan yükseköğretim kurumlarında çoğunluğu akademik ve bilimsel faaliyetler olmak üzere idari hizmetlerde görev almaları son derece doğal ve tabi bir durumdur. Ancak, yukarıda ele aldığımız hususlar dikkate alındığında gerek seçimlerinde gerekse idari yönden görev ve sorumluluklarına dair mevzuatta boşluklar bulunmaktadır. Bu açıdan, keyfiyeti ve ihtiyaç olmadığı halde "yarım elma, gönül alma" havasındaki ulufe dağıtan cinsten görevlendirmelerin son bulması noktasında konunun yasal zeminde ele alınarak değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber