25 milyar dolarlık özelleştirme yaptım oğlum 'Vatan haini misin?' diye soruyor

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 21 Aralık 2007 10:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye, son 5 yılda tarihinin en büyük özelleştirmelerine sahne oldu. Türk Telekom, Tüpraş, Erdemir ve Petkim gibi çok zor görünen kamu kurumlarının satışı başarıyla gerçekleştirildi. 25 milyar dolarlık özelleştirmeye imza atan isim ise Özelleştirme İdaresi (ÖİB) Başkanı Metin Kilci idi.

Kimi zaman, yapılan özelleştirmelere 'peşkeş çekildi', 'benim haberim yoktu' şeklinde tepkiler gelirken Kilci'yi en fazla özelleştirme karşıtları üzüyor. Özelleştirme karşıtı sendikanın astığı yazılardan etkilenenler içinde kendi çocuğu ile Telekom Yönetim Kurulu'nda görevli arkadaşının çocuğu da bulunuyor. Kilci'nin oturduğu evin karşısında sendikanın açtığı "Telekom'u satanlar vatan hainidir" pankartı sebebiyle oğlu, "Baba sen vatan haini misin?" diye sormuş. Arkadaşının oğlu da pankartın etkisiyle kendisini televizyonda görünce, "Baba sen bu hain ile hâlâ arkadaş mısın?" sorusunu yöneltmiş. Özelleştirmenin dünü ve bugünü hakkında Zaman'a konuşan Kilci, olumsuz söylemler olduğunu belirterek kendilerini yeterince anlatamamaktan şikayetçi. "Bu konuda kendimizi anlatma zafiyetimiz oldu. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bir kamu kurumu, biz de devlet memuruyuz. Bu konuda kendi tanıtımımızı iyi yapamadığımız ortada." özeleştirisini yapan Kilci, "Ortaya çıkan olumsuz haberler ekip olarak motivasyonumuzu olumsuz etkilese de biz yolumuza devam ediyoruz." diyor. İdare, satış ihalelerinin yanı sıra aleyhine açılan 6 bin dava ile de rekor kırdı. Sadece başkanın şahsıyla ilgili 24 dava açıldı. Bu davalar 4 avukat tarafından takip ediliyor. Hakkında henüz yargı kararı kesinleşip kaybettiği dava olmadığını vurgulayan Kilci, bugüne kadar açılan 16 davanın takipsizlikle sonuçlandığını, 8 tanesinin ise inceleme aşamasında olduğunu aktarıyor. Tekel'de kaybettiği 43 milyon YTL'lik davayla ilgili olarak da şunları söylüyor: "Bana kesilen cezanın nedeni, gümrüğü yanlış beyanda bulundurmak. O beyanda benim imzam yok. Bu cezaya itiraz ettim." Kilci'ye göre o dönemde bazı bürokratlara açılan davalar 22 Temmuz seçimleri öncesi yapılan linç hareketinin bir parçası. Kilci, idarenin bugüne kadar 150 civarında ihale yaptığını, bunlardan 100'ünün devrinin yapıldığı, sadece 4'ünün iptal edildiğini belirtiyor. "Açılan davalardan artık korkmuyorum." diyen Kilci, şöyle konuşuyor: "Eskiden şu saatte savcılığa gelin, ifade verin, denilince elim ayağım dolaşıyordu. Çünkü adliyeye ben ilk defa doğum tarihiyle ilgili 17-18 yaşlarında gitmiştim. Temmuz seçimi öncesinde her hafta adliyeye ya ifade vermeye ya da soruşturmayla ilgili duruşmaya giderdim." Özelleştirme İdaresi Başkanı, Türk Telekom'un yüzde 15-20 oranındaki hissesinin İhale Komisyonu'nda gerekli değerlendirmeyi yaparak halka arz işlemini yılın ilk yarısında gerçekleştirmeyi planladıklarını söylüyor. Özelleştirme uygulamalarından bu yıl 4,2 milyar dolarlık gelir sağlandı. 1986'dan bu yana yapılan özelleştirmelerden ise 30,1 milyar dolarlık gelir elde edildi.

Koç'un Galataport açıklaması anlamsız

"Türkiye'de etik yok maalesef, her ağzını açan yapılan özelleştirmelerle devlet mallarını peşkeş çekiyorsunuz" diye suçlayanlara Kilci, şu cevabı veriyor: "Bunları söyleyenlere biz dava açamıyoruz. Bana göre şu ihalenin fiyatı budur deniliyor. Bu fiyatı veririm diyenlere 'binde 5'ini bir bankaya özelleştirme hesabına yatırın' karşılığını veriyorum." Galataport ihalesi için Rahmi Koç'un 'bilseydim ben alırdım' tavrının anlaşılır olmadığını savunan Kilci, "Ben gizli saklı ihaleye girmedim ki. Oysa Galataport ihalesinin değerlemesini Koç Yatırım yapmıştı." ifadelerini kullanıyor.

Yüksek fiyata sattık dersem bankalar alan firmaya kredi vermez

Kilci, ihale sonrasında, 'düşük fiyata gitti' şeklindeki yorumlara bir anlam veremiyor. Bu ifadelerin tamamının izafi olduğunu düşünen Kilci'ye göre 'bir ürünün fiyatı bana göre düşük' demek mantıklı değil. Bunu en iyi bilecek olanların değer tespit komisyonları olduğunu aktaran Özelleştirme İdaresi Başkanı, "Biz uluslararası firmalarla çalışıyoruz. Uzmanlar ihaleye girecek firmanın değerini tespit ediyor. Her ihale için 5 değer tespit komisyonu var." diye konuşuyor. "Bizden, değerinin üzerinde sattık açıklaması bekleniyor. Oysa biz böyle bir açıklama yapamayız." ifadesini kullanan Başkan, "Ben bir kezlik oyuncu değilim. Bizden hiçbir zaman 'yüksek fiyata sattık, mutluyuz' ifadesini duyamazsınız. Bunu dersek dükkanın adını pahalıcıya çıkartmış oluruz. Ben '2 milyar dolarlık ürünü 4 milyar dolara sattık' dersem alan firmaya bankalar kredi vermez ya da yüksek faiz oranlı kredi verirler. Biz alanları korumak durumundayız. Dükkanı kapatırken fiyatı açıklarız belki. Ama biz hâlâ satış yapıyoruz." diyor.

Hüseyin Sümer / Ankara

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber