TDK Başkanı: Türkçe'nin yanlış kullanımına karşı yasal düzenleme gelsin

Haber Giriş : 20 Eylül 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Şükrü Haluk Akalın, yabancı kaynaklı sözlerin olur olmaz her yerde kullanılması, işyerlerine yabancı adlar verilmesi ve kitle iletişim araçlarında Türkçe'nin yanlış ve bozuk kullanılması karşısında birtakım yasal düzenlemeler getirilmesinin gereklilik halini aldığını bildirdi.

Akalın, yasakçı ve cezalandırıcı bir yasadan çok, dilin kullanımı ile ilgili kuralsızlıkların ve başıboşlukların giderilmesi gerektiğini vurguladı.

5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, 94'ü yabancı 272 bilim adamının katılımıyla Başkent Öğretmenevi Salonu'nda başladı.

Kurultay'ın açılış törenine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural, Ankara Valisi Kemal Önal ile bazı bakanlıkların müsteşarları, bilimadamları ve davetliler katıldılar.

Türk Dil Kurumu Başkanı Akalın, açılışta yaptığı konuşmada, dil ve tarih konusundaki duyarlılığını dile getiren ve başlangıçtan beri dil konusuna önem veren Atatürk'ün, Türkçe ile ilgili çalışmalar yapmak üzere 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurduğunu anlattı.

Atatürk'ün, Cemiyet'in kuruluşunun hemen ardından 26 Eylül 1932 tarihinde 1. Türk Dili Kurultayı'nı topladığını hatırlatan Akalın, Atatürk ve devlet erkanının 9 gün boyuncu oturumları başından sonuna kadar izlediklerini kaydetti. İkinci ve üçüncü Türk Dili Kurultaylarının da Atatürk'ün öncülüğünde Dolmabahçe Sarayı'nda toplandığını anlatan Akalın, ancak 4. kurultayın 2. Dünya Savaşı'nın başlaması nedeniyle 6 yıl aradan sonra 1942 yılında toplanabildiğini kaydetti. Akalın, 1988 yılında düzenlenen Uluslararası Türk Dili Kurultayı ile Atatürk'ün başlattığı Türk Dili ile ilgili bilimsel kurultay geleneğinin sürdürüldüğünü vurguladı.

Kurultay çalışmalarına ilişkin bilgiler de veren Akalın, kurultayda 94'ü yabancı 272 bilim adamının, Türk dilinin kökleri, tarihi dönemleri, kaynakları, Türk dil bilgisinin çeşitli konuları, Türkçe'nin söz varlığı, Türkçe'de yozlaşma ve yabancılaşma, kitle iletişim araçlarında Türkçe'nin kullanımında yaşanan sorunlar ve çözüm yolları konularında bildiriler sunacaklarını söyledi.

Kurultayın 26 Eylül Pazar günü TDK Konferans salonunda düzenlenecek Dil Bayramı töreni ve Dil Bayramı özel oturumları ile sona ereceğini bildiren Akalın, Dil Bayramı açılışını TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından yapılacağını kaydetti.

Şükrü Haluk Akalın, TDK'nın çalışmalarına ilişkin bilgi verirken de 2000 yılında yapılan 4. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'ndan bu yana geçen süre içinde 142 kitap, 71 süreli yayın yayınlandığını, 17 kitabın baskısının sürdüğünü, işlemleri tamamlanan 36 kitabın basım ihalesinin ise önümüzdeki günlerde yapılacağını söyledi. Talim ve Terbiye Kurulu ile işbirliğinde hazırlanan ''İlköğretim Okulları İçin İmla Kılavuzu''nun yayınlandığını anlatan Akalın, ayrıca ilköğretim öğrencilerinin söz varlığını geliştirmek amacıyla ''İlköğretim İçin Türkçe Sözlük'' hazırlama çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.

Akalın, ayrıca kitle iletişim araçlarında doğru ve güzel Türkçe kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla TRT ile hizmetiçi eğitim kursları düzenlediklerini, RTÜK'ün yayıncılar için düzenlediği eğitim seminerlerine destek verdiklerini anlattı.

Türk dilinin anıt niteliğindeki eserlerinin elektronik ortama aktarıldığını, bilişim Türkçe'sinin ve bilişim terimlerinin geliştirilmesi çalışmasının sürdürüldüğünü ifade eden Akalın, Türkçe ile ilgili zengin bir sanal kitaplık oluşturulduğunu söyledi. Akalın, Türkçe'nin bütün sözlüklerini tek bir sözlük veri tabanında toplama çalışmalarının ise bütün hızıyla sürdüğünü belirterek, ''Bu çalışma tamamlandığında 600 bin sözden oluşan Türkçe'nin söz varlığı elimizin altında olacak. Sanal ortamdaki bu çalışmanın yayımlanmasıyla da Türkçe'nin en büyük sözlüğü milletimize armağan olarak sunulacaktır'' diye konuştu.

YASA İÇİN DESTEK İSTEDİ

TDK Başkanı Akalın, yasal boşluk nedeniyle TDK'nın 2001 yılından bu yana akademik kurulları ve akademik üyeleri olmadan çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Yasal boşluk nedeniyle yeni üyelerin seçilemediğini, bilim ve uygulama kolları, komisyonlar, çalışma grupları, yazı kurulları ve Yürütme Kurulu oluşturulamadığını anlatan Akalın, kurumun işlerinin, Atatürk Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu'nda görüşülerek karara bağlandığını kaydetti.

Hükümet'in konuyu gündeme alarak yasa üzerinde çalışma başlatmasından büyük bir mutluluk duyduklarını ifade eden Akalın, şöyle devam etti:

''Başbakanlıkça hazırlanan taslak üzerindeki çalışmalarımız sona ermiştir. TDK'nın daha etkin çalışabilmesi ve beklenen görevleri yerine getirebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılacağına inandığımız yasamızın önümüzdeki yasama döneminde bir an önce çıkarılacağı konusunda Sayın Başbakanımıza, Hükümetimize, Yüce Meclisimize, Meclis Başkanımıza ve Cumhurbaşkanımıza yürekten inanıyoruz. Bu konuda değerli destek ve yardımlarınızı bekliyoruz.''

YASAL DÜZENLEMELER GEREKLİLİK...

Türkçe'nin kullanımı konusunda son günlerde yaşanan sorunlara da dikkati çeken Akalın, yabancı kaynaklı sözlerin olur olmaz her yerde kullanılması, iş yerlerine yabancı adlar verilmesi ve kitle iletişim araçlarında Türkçe'nin yanlış ve bozuk kullanılması karşısında bir takım yasal düzenlemeler getirilmesinin gereklilik halini aldığını bildirdi. Akalın, yasakçı ve cezalandırıcı bir yasadan çok, dilin kullanımı ile ilgili kuralsızlıkların ve başıbozuklukların giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Akalın, şunları kaydetti:

''Türkçe'nin söz varlığını kullandığı 300-400 sözcükten ibaret sananlar, Türkçe'nin söz varlığından ve anlatım gücünden habersiz olanlar ne yazık ki sahibi oldukları dilin zenginliğinin farkında olmadan yaşıyorlar. Karşılaştıkları yabancı kökenli bir sözün karşılığının Türkçe'de bulunmadığını sananlar, bu sözleri olduğu gibi kullanarak dilimizin söz varlığını yabancılaştırıyorlar.

Öncelikle ana dilimiz Türkçe'nin gücünü gözler önüne serebilmek için Türkçe'nin söz varlığını ve anlatım gücünü ortaya koymak, toplumumuzda Türkçe bilincini yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.'' Dilin geliştirilmesi, zenginleştirilmesi, korunmasının sadece TDK'nın görevi olmadığına işaret eden Akalın, bütün kamu ve özel kuruluşların, kitle iletişim araçlarını, işyeri sahiplerinin, ana dili Türkçe olan herkesin Türkçe'ye sahip çıkması ve bu bilinçle davranması gerektiğini vurguladı.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber